Hometown

Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerine bakın; Microsoft, Facebook, Google, Tencent, Netmarble, Samsung, Apple, Netflix ve diğerleri. Hepsinin ortak bir özelliği var, öncelikle kendi evlerinde doğup büyümüş ve sonrasında globale açılmış şirketler.

Bunun birçok nedeni var, fakat en önemlisi bir ürünü en iyi kendi evinizde optimize edebilirsiniz. Ürünün yaratılması ve pazar ile buluştuktan sonra mükemmelleştirilmesi aşamaları şirketin bulunduğu ana pazarda çok daha kolay ve daha efektif gerçekleşiyor. Çalışanlar ile müşteriler ortak bir anadili konuştuklarında kolayca birbirlerini anlayabiliyor, sorunları görüp çözebiliyor.

Buna ek olarak network etkisi de yadırganmayacak kadar büyük. Kendi pazarınızda ihtiyaç duyduğunuz iş ortaklarına, ilgili firmaların tepe yöneticilerine ya da finansal kaynaklara daha kolay ulaşabilirsiniz. Devlet destekleri almak ya da toplumdan gönüllü destekler almak da çok daha yüksek olasılık.

Türkiye’den çıkmış internet ve teknoloji şirketlerine de bakabiliriz. Yemek Sepeti, Markafoni, Provus, Joygame, Peak Games ve daha birçok şirket öncelikle Türkiye’de başarılı olmuş ve sonrasında yakın bölgeye ya da globale açılan şirketler.

Türkiye’de girişimciler bazen hedeflerini ilk önce Amerika, Almanya ya da İngiltere gibi pazarlara girmek üzere belirliyor. Henüz yerel pazarda müşterileri ile buluşmadan, müşteri geri bildirimi duymadan ve ürünlerini mükemmel hale getirmeden dünyanın kullanıcı kazanımı en pahalı olan ülkelerine ve hatta bazen ayak basmadıkları bu süper rekabetçi ortamlara açılmak şeklinde hedeflerini koyan girişimciler beni şaşırtıyor.

Şahsen hep bardağın dolu tarafına bakan bir yönetici oldum, çalıştığım tüm arkadaşlarıma da bunu tavsiye ediyorum. Türkiye’de bir girişimci olmak zorlukları ve müthiş avantajları ile birlikte geliyor. Bunu aklımızdan çıkarmamamız lazım.

Türkiye büyük bir pazar. Birçok ülkedeki girişimciler fikirlerini ve ürünlerini kendi evlerinin yetersizliğinden dolayı hayata geçiremiyor ve farklı pazarlarda ürünlerini mükemmelleştirmeye çalışırken gerekenden fazla zaman, enerji ve para harcıyorlar.

Türkiye’de ise birçok dijital fikri geliştirebilir, ekonomik şekilde hedef kitlenizle buluşturabilir ve sonrasında optimize edebilirsiniz. Girişimciler, fikirlerinin ve geliştirdikleri ürünün mükemmel olduğuna inanarak sıklıkla büyük bir yanlışın içine düşüyor. Her şey mükemmel bile olsa, sadece giriş ekranındaki bir tasarım hatası, veri tabanında gözden kaçırdığınız bir nokta yüksek kullanıcı sayılarına çıktığınızda işin devam edip etmemesi noktasında kritik olabilir. İnternet sektöründe bile kârlılıkların yüzde 20’leri bulmadığı günümüzde, mükemmel olmayan bir ürünün yaşadığı kayıplar olması gereken kârı kolayca alıp götürebilir.

O yüzden girişimcilere tavsiyem Türkiye’nin “HOMETOWN” avantajını kullanın. Dijital ürünlerinizi büyük kitlelere Türkiye’de ulaştırın, Türkiye gibi dijital platformlarda gelir üretmenin zor olduğu bir pazarda gelir üretmeyi başarın ve sonrasında dünyanın istediğiniz bölgesine çok daha güvenle, sağlam adımlarla açılın.

Globalleşirken unutmamanız gereken bir tavsiye de, Hollywood filmlerinde gördüğünüz süslü girişimcilik hikayelerine değil gerçek bilgilere odaklanın. Amerika yerine Suudi Arabistan çok daha kolay ve getirisi yüksek bir açılım olabilir. Avrupa ve Amerika’nın global demek olmadığını, sadece “batı” olduğunu, dünyaya açılırken Japonya ve Çin gibi dev pazarların olduğunu da unutmayın.