Doğru kurgulanmış bir Super App’te beklenen en temel iki çıktı uygulamanın çok daha sık kullanılması ve kullanıcı başı gelirin yükselmesidir.
E-ticaret sektörü açısından bakarsak, Super App haline gelmek müthiş bir fırsat, gereklilik ve aynı zamanda risk de barındırıyor. Markalar Super App olacağım derken kullanıcılarını kaybedebilir ya da hiçbir yöntemle artıramayacağı pazar payını artırıp rakiplere büyük gol atabilirler.
Doğru kurgulanmış bir Super App’te beklenen en temel iki çıktı; uygulamanın çok daha sık kullanılması ve kullanıcı başı gelirin yükselmesidir. E-ticaret için bakarsak her iki parametre de çok önemli. Sadece alışveriş ihtiyacı olduğunda uygulamaya gelen kullanıcıların her gün farklı nedenlerle girmesini sağlamak hem kullanıcı sadakatini (retention) artıracak hem de kullanıcıların harcamasını artıracaktır. Bir ihtiyaç doğduğunda, karşısına çıkan ilk offline noktadan alışveriş yapmak ya da Google’da arama yapıp, çıkan reklama tıklayıp alışverişi tamamlamak yerine hazır içinde olduğu uygulamadan alışveriş yapmasını doğal bir sonuç olarak bekleyebiliriz. Bu davranış da kullanıcı başı geliri artıracaktır. SuperApp’in diğer özelliklerinin de gelir kazandırmasıyla birlikte e-ticaret dışı gelirler de oluşmaya başlayacak ve kullanıcı başı gelir (LTV) daha da artacaktır.
Kullanıcı başı gelirin ciddi şekilde artmasının rekabet tarafında yıkıcı etkisi olabilir.
Şöyle düşünün, sektörün kullanıcı alım maliyeti yaklaşık 10 TL olsun, ve kullanıcı başı geliri de 15 TL. Pazardan daha büyük pay almak isteyen bir e-ticaret platformunun kullanıcı başına 20 TL harcaması gerekir ve büyük para yakmadan belli bir pazar payına ulaşması mümkün olmaz. E-ticaret sektörüne girişteki en büyük bariyer de burasıdır zaten.
Super App’e dönüşmüş bir E-ticaret platformu ise kullanıcı başı gelirini 30 TL’ye çıkarırsa kullanıcı başına 25 TL kazanım maliyetine girip halen karlılığını da koruyabilir.
Böyle bir matematiğe ilk ulaşan, pazardaki tüm dengeleri bozacaktır. Bugün dev olan şirketler, yarın ortadan kalkabilirler.
Alışverişlerde kredi vermek Super App olmak için yeterli değil
Teknoloji dünyası artık çok hızlı değişiyor ve değişime ayak uyduramayanlar ne kadar büyük olurlarsa olsunlar pozisyonlarını koruyamıyor. E-ticarette daha önce de gördük, mobile kaymakta yavaş davrananlar müthiş pazar payı kaybetti. Şimdi de SuperApp’e dönüşmekte geç kalanlar büyük bir tehdit altında.
Super App’e yanlış dönüşenler, kullanıcılarını anlamayan, doğru okuyamayanlar ise dönüşüm yolculuğu sırasında da büyük darbe alabilirler.
E-ticaret şirketleri alışverişlerde kredi vermekten, mikro finansmandan bahsediyor.
Bunlar güzel ama Super App için yeterli değil. Kullanıcının alışveriş yapma amacı olmadan platforma girip kullanacağı faydalı özelliklere ulaşabilmeli. Örneğin en pratik yemek siparişini vermeli, taksi çağırmalı, avantajlı tarifelerle internet aboneliği açmalı. Kripto para fiyatlarına bakıp alıp satabilmeli, dijital cüzdanını ödemelerde kullanırken, sigortasını da takip edebilmeli.
Bu kapsam, birlikte büyümek konusunda istekli ve inançlı markalara büyük bir avantaj olarak ortaya çıkıyor.
Her şeyi ben yapacağım diyen markaların işi çok zor olacak. BarakaTech gibi markaları birleştiren API temelli Super App dönüşüm platformları da süreci çok hızlandıracaktır.
Mobile dönüşüm “mobil uyumluluk” ile başlamıştı fakat sonrasında “Mobile First”e döndü. Yani, ne geliştiriyorsanız mobil ortam için yapın, başla platformlar da uyumlu olsun ama önce mobil mükemmel olsun. Şimdi de, “API first” dönemi başlıyor. “Her özelliğin ayrı çalışabildiği, kolaylıkla dışarıya açıldığı yapılar” prensibinin olmazsa olmaz olduğu döneme giriyoruz…