Yaklaşık 15 yıl önceydi Asya’ya ilk gidişim. Şansıma iş nedeniyle Asya’da gittiğim ilk ülke Japonya oldu. Benim için büyük bir şoktu. Kültürleri, dünyaya bakış açıları, iş yapış tarzları, beceri ve bilgi birikimleriyle başka bir gezegen inmiştim adeta.
Tokyo’da hiç durmadan aktarma ile direkt Nagoya’ya gelmem yaşadığım ilk şokun derecesini daha da arttırdı Şehirde ingilizce bir tabelaya rastlamak mümkün değildi. 1 hafta sürecek danışmanlık ve eğitim çalışmasının ilk saatlerinde beni bir eğitime tabii tuttular. Bir eğitmen saygı uyandırmazsa kimsenin onu dinlemeyeceğini, dolayısıyla çalışmanın başlamadan biteceğini anlattılar. Japon geleneklerini ve kültürünü anlamadan bilginiz ne olursa olsun Japonya’da otorite olarak kabul görmüyorsunuz.
İnternet sektörüne geçişimle kendimi tekrar Asya’da buldum. Oyun dendiğinde akla ilk gelen ülkeler Kore ve Japonya. Teknoloji ve dijital içerikleri en çok tüketenler de yine Asya ülkeleri.
Türkiye’nin ya da Avrupa’nın akıllı telefonlara geçişte hızlı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 2013 yılı sonunda Kore nüfusunun çok önemli bir bölümü akıllı telefon kullanıyordu. Batı’da 2018 yılında bile hala büyük ölçekli web sitelerinin tam anlamıyla mobil uyumlu olmadığını gözlemlerken 2015’ten beri Asya’da böyle bir durum söz konusu değil.
Web siteleri, dijital servisler ya da mobil uygulamalar karmaşıklaştıkça, farklı ve yeni özellikler eklendikçe batıda kullanımın çok düştüğünü gözlemliyoruz. Asya’da durum tam tersi. Dijital içerik ne kadar çok özellik barındırıyorsa o kadar değerli. Bunu değerli kılan, insanların deneyimliyor olması . Yeniliklere ve öğrenmeye açık, dijital adaptasyonu çok yüksek bir halktan bahsediyoruz.
Geçtiğimiz yıl Chinajoy oyun fuarı sonrasında Şangay’ın yeni dönem popüler sanat bölgelerinden birine gittim. Büyük bir bölgenin sokak girişleri kordonlarla kapatılmış ve bölgenin içinde bir sanat festivali var. Semt galeriler, müzeler, modern sanat atölyeleri ile dolu. Kimse kordonların üstünden ya da yanından geçip girmiyor, sadece kontrollü noktalardan festival alanına geçiyor. Çin’in sanat ve kültürel gelişimine tanık olmaktan etkilenmeye başlamışken girişteki görevli kıza iki kişilik ücreti uzattım. Kız kağıt parayı görünce şok oldu.. Kağıt parayı kabul etmek istemediğini söyleyip “WePay?”, “AliPay?” gibi sorular yöneltiyordu. Tahmin edeceğiniz gibi, anlık mesajlaşma uygulaması WeChat’in ödeme aracı WePay ve Ali Baba’nın dijital ödeme metodu AliPay dışında ödeme kabul etmiyorlar. Kimse kağıt paranın sahte olma riskini, para üstü verme zahmetini, üstünde para taşıma gibi konuları dert etmek istemiyor.
Batı coğrafyasında oldukça kısıtlı özellikleri olan Whatsapp’i anlık mesajlaşma uygulaması olarak kullanırken ve bir Whatsapp grubu kurmayı SMS mesajı ile kıyasladığımızda çok değerli bulurken Asya’ya gittiğinizde 1 milyar üzerinde insanın WeChat ile iletişim kurduğunu, WeChat üzerinden ödeme yapıp, marketinden oyun ve uygulama indirdiğini, elektronik ticaret yaptığını ve daha birçok özelliği profesyonelce kullandıklarını görüyorsunuz. Japonya’ya ise benzer gelişmiş özelliklere sahip en yaygın iletişim aracı olarak LINE çıkıyor karşımıza.
LINE’ın CEO’sundan Japonya’da vizyonlarını dinlediğimde çok etkilenmiştim. Amaçları yazı kullanmadan emojiler ile sempatik ve hızlı iletişimi sağlamaktı. İnsanların harf kullanmadan anlaşabilecekleri yeni bir dil oluşturmayı başardılar.
Kore’ye geldiğimizde anlık mesajlaşma uygulaması Kakao karşımıza çıkıyor. Kakao tüm bu özellikler üzerine bir de yeni dijital banka lansmanı gerçekleştirdi. Kullanıcıların her akşam eve gitmeleri ya da ailelerini ziyaret etmeleri gibi rutin hareketlerini izleyerek kredi skoru oluşturmayı hedefliyorlar. Bir insanın aile bilgilerini kağıt üzerinde almaktansa, ailesine bağlı olup olmadığını takip edebilmek çok daha anlamlı değil mi sizce de?
Tüm bu dijital örneklere rağmen Asya’nın geleneklerine çok sıkı bağlı toplumlardan oluştuğunu unutmamak gerekiyor. Özellike Japonya ve Kore’de saygı, birlik olma, dürüstlük gibi erdemler çok güçlü. Kısacası dijitalleşme bizi kültürümüzden ve geleneklerimizden uzaklaştırmak zorunda değil.