Türkiye’den global pazarlara açılmak kesinlikle doğru bir strateji. Tüm şirketler dijital dönüşüm stratejisinin bir parçası olarak teknolojinin nimetlerini kullanmalı ve uluslararası pazarlara hızla açılmalı.
Şimdi Türkiye’nin sınırlarını aşıp uluslararası pazarlara açılma vaktidir. Türkiye’de teknolojiyi geliştirelim, global pazarlara ürün ve hizmetlerimizi satalım. Peki tek bir ürün ya da hizmetin tüm dünyada popüler olması mümkün mü?
Çok zor. Nadir durumlar dışında pek mümkün değil. En kolayı oyunları referans alın. ABD uygulama marketlerinde ilk 10 ile Asya’daki ilk 10 neredeyse birbirinden tamamen farklı. Batı dünyası, herkesin WhatsApp kullandığını düşünse de Çin’de kimsenin kullanmadığı bir uygulama. Çinliler de herkesin WeChat kullandığını sanıyor. Bazılarınız, Çin’deki güvenlik duvarları nedeniyle diyecek ama Japonya’da Line, Kore’de Kakao’nun kullanılmasını nasıl açıklayacaksınız. Almanya’da online ödemelerin çoğunluğu halen 15 yıl önceki teknolojiler kullanılarak yapılıyorken Asya’da insanlar nakit taşımıyor. Tamamen QR kodlu ödeme sistemleri ile ileri düzey teknolojik deneyimler yaşıyorlar.
Yerelleştirme çok önemli
Türkiye’den global pazarlara açılmak kesinlikle doğru bir strateji. Sadece teknoloji firmaları için de değil. Tüm şirketler dijital dönüşüm stratejisinin bir parçası olarak teknolojinin nimetlerini kullanmalı ve uluslararası pazarlara hızla açılmalı.
Bu noktada yerelleştirme çok önemli. Yerelleştirme denilince akla ilk yerel dilin tercüme edilmesi geliyor. Hedef pazarınıza göre gerekli tercümeleri yapmak artık üzerinde düşünülecek bir konu bile değil. İlgili ödeme metotlarını ekleyemezseniz boşuna reklam harcaması yapıyor olabilirsiniz, çünkü kullanıcılar para harcayamayacaklardır. Örneğin Çin’e açılıp AliPay’i işinizin bir parçası haline getirmeden kredi kartı ile tahsilat yapacağınızı düşünüyorsanız bu ancak tatlı bir rüya olarak kalır. Türkiye’de kimsenin okumamasından kaynaklı gittikçe kısalan ve basitleşen kullanıcı kılavuzları ile Japonya pazarına girerseniz ürünün çok kalitesiz olduğunu düşüneceklerdir. Hedef pazarlarınızdaki kullanıcıların tükettikleri içerikler tahmininizden çok farklı da olabilir. Örneğin Sudi Arabistan’da Marvel’ın, Fransa’da ise Kore drama serilerinin çok popüler olduğunu biliyor musunuz?
Kültürel değerler unutulmamalı
Global pazarlara açılırken bence en önemli noktalardan birisi de mobil. Hedef kitleniz birçok pazarda sadece mobil cihazlardan internete bağlanıyor olacak. Örneğin Sudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ülkelerin yer aldığı Körfez Bölgesi’nde akıllı telefon penetrasyon oranı yüzde 90’ı geçmiş durumda. Pek çok kişi artık bilgisayar kullanmıyor. Hatta eposta yerine iş yazışmalarını da WhatsApp üzerinden yapıyorlar. Çin’de ise kartvizit kullanılmıyor. Tanışır tanışmaz yapılacak ilk iş WeChat üzerinden birbirinizi eklemek.
Teknolojik çözümler ne kadar iyi olursa olsun kültürel değerler unutulursa yaygınlaşamaz. Dolayısıyla birçok durumda yerel ortaklar bulup ilerlemek hem pazarların dinamiklerini anlamayı hızlandıracak hem de ürünlerin doğru şekilde yerelleşmesi için bilgi akışını sağlayacaktır. Yerel ortaklar ürününüzün dağıtımını yapanlar olabileceği gibi pazarda doğru iletişim metodolojileri uygulayabilecek tecrübeli tedarikçiler de olabilir.